007 – Evren

Göremiyorum gözlerim kararıyor..
Sanki gözlerimin önüne karanlığın en koyu halini boya diye çalmışlar. Ne bir ışık ne de bir umut geçiyor gözlerimden. Gözümün ferini dünyanın en iyi hırsızı ganimet olarak kendisine almış. Ne bir umut ne bir ümit kalmış, iliklerime kadar umutsuzluğa kapılmış bir dalgıç gibi daha derine dalıyorum. Yukarı çıkmak istesemde çıkamam, her şeyden umudumu kesmiş bir şekilde daha derine dalıyorum. Sanki dünyanın merkezindeki çekirdeğe ulaşıpta bu korkunç kabustan kendimi yakarak uyandırmak istercesine. Etrafımdaki tonlarca ağırlığındaki suya aldırış etmeden dalıyorum, vücudumun kaldırabileceği sınırları çoktan geçmişim. Yavaş ve istikrarlı bir şekilde organlarım birbirine giriyor, sıkışıyor sıkışıyor ve sıkışıyor. Sıkıştıkça küçülüyorum küçüldükçe bir toz tanesi boyutuna geliyorum. Tam kendimden geçerken, kendimi başka bir boyuta geçmiş gibi hissedince, sonunda etrafıma bir göz gezdirmek aklıma geliyor. Ama göremiyorum.

Basınç beni daha da baskılıyor daha da küçülüyorum. -acaba kendimi insanların gözünde bu kadar mı küçültüm diye kendime sormadan edemiyorum- Zaman ilerledikçe alışıyorum karanlığa ve diğer duyularımla etrafımı algılamaya başlıyorum. Batmaya devam ederken etrafımda ucu bucağı görülmeyen bir boşluk var. Evrendeyim ve toz tanesinden bile daha küçüğüm. Gezegenler ve galaksiler, bazılarında hala umut ve ışık var bazıları ise söneli asırlar geçmiş kendilerini karalığın kollarına bırakmışlar, bazıları ise karanlığın kendisi olmuş.

Duygular etrafta uçuşuyor asteroid gibi. Yine hangi gezegenin galaksinin çöküşünü hazırlıyorlar, hangisine çarpsak diye kendi aralarında tartışıyorlar. Sabırsızca hepsi ayrı bir yere dağılıyorlar. Sanki bütün gezegenleri ve galaksileri söndürmek, parçalamak istercesine önlerine çıkan her şeye saldırıyorlar.

Bazı gezegenler bu saldırılarla daha da güçlenirken bazıları ise karanlık tarafından yutuluyorlar. İçlerinde ne güzel olanlar varki bakmaya doyamazsın ama hepsinin kaderi gibi karanlık tarafından eninde sonunda yutuluyorlar. İçlerinde bazıları varki diğerlerini kıskanırcasına karanlığın tarafına geçerek onları soğuruyorlar, yutuyorlar.

Büyük resime dahada odaklandıkça kendi zihin denizimde olduğumu görüyorum. Bütün sistem bir denge ve düzen içinde. Bazı fikirler sönerken bazı fikirler başkasının güzelliklerini çalıyor. Birbirlerinden rol çalıp onları kendilerinin yapıyorlar. Bazı hastalıklı düşünceler karanlığın rolünü üstleniyorlar ve orada bütün sistemi yutmayı beklerken pusu kuruyorlar ne zaman işler onların lehine gidecek diye sabırla bekliyorlar. Bu karmaşanın aynı zamanda bir düzen olduğunu görüyorum.

Kendime tekrar odaklanınca bu düzen karmaşasının içinde bir toz tanesinden bile küçük ben ve gitgide daha da küçülen ben. Bu benim zihnim ve ben burada yer kapladığımı iddia bile edemiyorum. Kendi zihnimde zerre kadar yer kaplamayan ben.

Düşünüyorum ve düşünüyorum düşündükçe zihin denizim daha da büyüyor ve bende daha da küçülüyorum…

6 Aralık 2023


Posted

in

by

Tags:

Comments

Yorum bırakın

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.